Cari fazla ne anlama geliyor?
Türkiye’nin Haziran ayı cari işlemler dengesi verileri açıklandı. Ocak-Haziran döneminde 3,2 milyar dolar açık veren cari denge, son 12 aylık dönemde 538 milyon dolar fazla verdi. 2001’den bu yana ilk defa cari fazla vermiş olmamız bize bir şeyler anlatıyor. En önemli yapısal sorunumuz olarak görülen cari açığın fazlaya dönmüş olması kulağa hoş geliyor. Belki de türbülanstan çıktığımızı gösteriyor. Ama cari fazla verdiğimiz 1994 ve 2001’e bakınca Türkiye’nin kriz yılları olduğunu da görüyoruz. Bu yüzden peşinen hüküm vermeden önce cari açığın ne olduğunu ve nedenlerini incelememiz gerekiyor.
Tablo 1: Ödemeler Dengesi (milyon dolar)
Cari açığı yani cari işlemler hesabını anlamak için önce ödemeler dengesine bakmak gerekiyor. Ödemeler dengesi, Türkiye’nin belirli bir dönemde dış dünya ile olan ekonomik işlemlerini gösteren bir rapor. Cari işlemler hesabı, sermaye hesabı, finans hesabı, net hata noksan ve rezerv varlıklar ana kalemlerinden oluşuyor. Cari işlemlerde dış ticaret, hizmetler ve gelir kalemleri var. Dış ticaret ihracat, ithalat ve bavul ticaretindeki gerçekleşmeleri yansıtıyor. Hizmetler kalemi inşaat, turizm, taşımacılık, finansal hizmetlerdeki gelir ve giderlerin kaydedildiği hesap. Cari işlemlerin diğer alt hesabı olan gelir hesabında ise ücret ödemeleri ve yatırım gelir/giderleri muhasebeleştiriliyor. Ücret ödemelerinde yurt dışına görevlendirilenlere ödenen ücretler, yatırım gelirlerinde doğrudan yatırım ve portföy yatırımlarından doğan gelir/giderler (yatırımın kendisi finans hesabında, geliri gelir hesabında izlenir) kaydediliyor. Buradaki gelir dengesine birincil gelir dengesi deniyor. İkincil gelir dengesi ise yurt dışında çalışan işçilerin gönderdikleri döviz, ülkeler arası bağış ve hibelerden oluşuyor. Tüm bunlar cari işlemler altında değerlendiriliyor. Türkiye’nin Haziran ayında yıllıklandırılmış bazda fazla veren verisini bunlar oluşturuyor. Cari fazlanın en büyük sebebinin dış ticaret dengesindeki iyileşme (ithalatın azalması) ve hizmetler kalemindeki girişler (seyahat gelirleri) olduğu açık. (Tablo 1)
Cari işlemler, ödemeler dengesindeki finans hesabı ve rezerv varlıklar ile finanse ediliyor. Finanse edilebildiği, sürdürülebilir olduğu sürece sorun yaratmıyor. Zaten dünyanın büyük çoğunluğu cari açık veren ülkelerden oluşuyor. ABD, İngiltere, Fransa, Hindistan cari açık verenler grubundayken; Almanya, Japonya, Rusya, Çin gibi ülkeler cari fazla veriyor. Türkiye açık veren çoğunluk içinde. Buradaki açık, finansman ihtiyacını gösteriyor. Fazla verdiğimiz dönemler (45 yılda 6 kez) bu ihtiyacın azaldığını, yani finansman talebindeki düşüşü gösteriyor. Cari fazla vermek daha az döviz talebini, “makine” üretmek için daha az “levha sac” ithal ettiğimizi yansıtıyor. Haziran sonuçlarında bu var. Türbülans bitmedi, devam ediyor. O yüzden cari fazla verdik diye sevinmek yersiz. Ama endişelenmeye de gerek yok. Kriz dönemlerinde fazla vermek, fazla verilen her dönemde kriz olduğu anlamına gelmiyor. En doğrusu türbülanstan çıkarken ihtiyaç duyacağımız dış finansmana erişim yollarını açık tutmak, alternatifleri çoğaltmak. Küresel finansman koşullarının Türkiye lehine iyileşme gösterdiği bu dönemde fırsatları iyi görmek ya da fırsatı bizzat yaratmak gerek.