top of page

Venezuela’da son durum

Latin Amerika’nın petrol zengini ülkesi Venezuela, bugünlerde dünya gündeminin ön sıralarında yer alıyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş, GSYİH’sinin yarısını, ihracat gelirinin yüzde 95’ini petrol satışından elde eden ülkeyi ciddi bir ekonomik bunalıma sürükledi. Petrol dışı üretimin çok zayıf olduğu ülkede temel ihtiyaçlar ithalatla karşılanıyor. Düşen döviz gelirleri yüzünden temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı ülke şimdi yüksek enflasyon, işsizlik gibi ekonomik sorunların yanında, gıda ve ilaç kıtlığı gibi sosyal sorunlarla da yüzleşiyor. Son 5 yılda ekonomi yüzde 25 küçüldü (IMF). 30 milyonluk ülkeden son dört yılda 3 milyon insan göç etti. Dünyanın en fazla ekonomik mülteci veren ülkesinde sıkıntı şu an zirvede.

Peki dünyanın kanıtlanmış en fazla petrol rezervine sahip ülkesi bu duruma nasıl düştü? Aslında Venezuela’da sorunun kaynağında petrolünün yüzde 41’ini ihraç ettiği ABD ile ilişkiler var. 1998 yılında Chavez’in devlet başkanı olmasıyla gerilen ABD ilişkileri, Maduro (Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi, PSUV) döneminde de gerilmeye devam etti. Chaves’in ölümüyle 2013’te Başkanlık koltuğuna oturan Maduro, ülkenin bugün içinde bulunduğu durumun sorumlusu olarak sürekli ABD’yi suçluyor. Fakat ABD’den kaçarken Rusya ve Çin’e yakalanmış durumda. Çin ve Rusya’nın ekonomik yardımlarıyla ayakta duran iktidar 2006’dan bugüne kadar iki ülkeden toplamda 80 milyar doları aşan yardım aldı. Tabii ki teminatı karşılığında.

Ülkeyi dünya gündeminin ilk sıralarına çıkaran olay, çoğunluğunu muhalefetin oluşturduğu Ulusal Meclis’in Başkanı Guaido’nun 23 Ocak’ta kendini devlet başkanı olarak ilan etmesi oldu. Bu olay neresinden bakılırsa bakılsın sıra dışı bir olay. Maduro yanlıları bu durumun meşru olmadığını söylüyor. Fakat Mayıs 2018’de muhalefetin boykot ettiği seçimlere katılım oranı yüzde 46’da kalmış, Maduro oyların yüzde 68’ini almıştı. Bu açıdan da Maduro’nun güçlü bir zemininin olmadığı görülüyor. Guaido’nun kendini Devlet Başkanı olarak ilan etmesinin ardından ABD kendisini tanıdığını ilan etti, Maduro hükümetini köşeye sıkıştırmak için Venezuela ulusal petrol şirketine karşı yaptırım kararı aldı. Maduro’ya yeniden seçime gitmesi konusunda süre veren AB ülkeleri (Almanya, İspanya, Fransa) ve İngiltere ise, bu sürenin dolmasının ardından Guaido’yu tanıdıklarını açıkladı. Latin Amerika’dan Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Şili Maduro’ya karşı tavır koydu. Maduro’yu Çin, Rusya, İran, Türkiye, Küba, Bolivya destekliyor. Küresel bloklaşmalar Venezuela konusunda daha da belirginleşti. Maduro’nun yeni bir kurucu meclis için parlamento seçimlerini yenileme önerisi, halkın değişim talebine karşı bir yanıt niteliğinde. Fakat Parlamento’da çoğunluğu zaten elinde bulunduran muhalefetin bu seçimden güçlenerek çıkma ihtimali daha yüksek. Bu da hem uluslararası camiada hem de ülke sokaklarında muhalefetin elini daha da güçlendirecektir. Tüm bunlara rağmen ülkeyi sokaklara döken ekonomik bunalımdan çıkış için daha çok zamana ihtiyaç var.

Tüm yazılar

bottom of page