top of page

Rezerv notları II: Rezervlerde ne var, nasıl eridi?

Uluslararası rezervler; ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklardır. Bunlar, konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.), uluslararası standartta altın, özel çekme hakları (SDR) VE IMF rezerv pozisyonudur. Döviz rezervlerinin seviyesi, özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerinde iç ve dış şokların etkilerinin giderilmesi, dış borç ödemelerinin gerçekleştirilmesi, uluslararası finans çevreleri ile piyasalarda ülkeye duyulan güvenin artması gibi sebeplerle büyük önem taşıyor. Türkiye’deki altın ve döviz rezervlerini saklamak ve yönetmekle görevli olan kurum, Merkez Bankasıdır. Merkez Bankasının döviz rezervleri muhabir bankalar ve diğer ülke merkez bankalarında açtırılmış olan cari ve senet saklama hesapları aracılığı ile muhafaza edilir. Ayrıca, rezervinin küçük bir kısmı, Bankanın gereksinimlerini ve yurt içi piyasalarda oluşan yabancı para efektif talebini karşılamak amacı ile Banka kasalarında efektif olarak tutulur. Altın rezervlerinin ise bir kısmı ülkemizde muhafaza edilirken, kalan miktarı yurt dışında diğer ülke merkez bankalarında muhafaza edilir. [1]

Merkez Bankası gerçekleştirdiği bankacılık işlemleriyle döviz kurundaki oynaklıklara müdahale edebiliyor. Bu işlemler doğrudan döviz alım satım işlemleri, ihaleler, döviz depo ihaleleri, döviz karşılığı efektif işlemleri, vadeli döviz alım satım işlemleri ve döviz karşılığı TL swap piyasası işlemleri gibi işlemler. Son dönemde kurdaki yükselişlerde Merkez Bankası’nın piyasaya döviz pompalayarak kuru sakinleştirme adımları bu işlemler aracılığıyla yapılıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hem iç dengeler hem de küresel dengeler sebebiyle kur oynaklığı yüksek. FED faiz yükselttiğinde, Rusya ile olan ilişkilerimiz sebebiyle veya kredi derecelendirme kuruluşları not indirdiğinde Türkiye’de kur artabilirken, siyaset sakinleşince veya ekonomik verilerde iyileşme olunca kur da iyileşebiliyor. Kurdaki şok dalgalarına karşı Merkez Bankası yukarıda sayılan araçlarla piyasaya müdahale etmek için rezervleri kullanıyor. Rezervlerdeki erimenin sebeplerinden biri de bu. Peki son yıllarda dolar kurunda nasıl bir seyir izlendi? Kurda sıçramaya sebep olan seçili bazı olaylara tablodan göz atalım…

Grafik: Olaylar ve kurdaki gelişmeler (2016-2020)

Son 4 senede Türk Lirası %125 değer kaybetmiş görünüyor. Sadece 2020 yılbaşından bugüne dolar kuru % 14 arttı. 2016’dan bugüne düşündüğümüzde darbe girişimi, Suriye operasyonları, hükümet sistemi değişikliği, yerel seçimler, ABD ile gerginlikler sebebiyle ülke gündemimiz sürekli meşgul oldu. Kur tüm bu gerginliklerden beslendi. Bu süreçte küresel ekonomi de zayıf seyretti. ABD ve Avrupa’da ekonomi yavaşladı. ABD-Çin arasında ticari rekabet kızıştı. Küresel ticaret üzerine belirsizlik bulutları çöktü. Finans çevrelerince çok sık kullanılan tabirle Türkiye bu dönemde maalesef “pozitif ayrışamadı”. Yani son 4 yılda Türkiye ekonomisi hem yurt içi hem dünya gündeminden fazlasıyla zarar gördü. Tüm bu sarsıntılara şimdi küresel salgın eklendi. Artık her şey her zamankinden daha zor hal aldı. Bu şartlarda en zoru ekonominin çarklarını döner halde tutabilmek. Bir sonraki yazıda çarkın dönmesini etkileyen en can alıcı soruya, önümüzdeki bir yılda dış borç ödemelerinde bizi nelerin beklediğine değineceğim.

[1] TCMB

İlgili yazılar:

Tüm yazılar

bottom of page